2004-2010 yılları aralığında Fransa Ulusal Ekibi’nı çalıştıran, takımıyla 2006 Dünya Kupası’nda final oynama başarısını gösteren, ulusal takımın başlangıcında Michel Hidalgo ve Didier Deschamps’tan sonrasında en oldukça maç kazanan 3. teknik adam olan Domenech, Spor Arena’dan Muhammet Duman’a konuştu.
“KYLIAN MBAPPE, İLERİDE DÜNYANIN EN İYİ OYUNCUSU UNVANINI ALACAK”
Dünya Kupası’nda final oynayan Fransa Ulusal Takımının mücadelesini, Didier Deschamps’ın yönetimini ve Kylian Mbappe’nin performansını değerlendirir misiniz?
Didier Deschamps daha ilkin hem futbolcu olarak hem de teknik direktör olarak dünya şampiyonluğu yaşamış büyük isim. Şu anda birçok ülkenin ulusal takımını çalıştıran hocalar mühim adlar; fakat Didier Deschamps hem oyuncu hem de teknik direktör olarak dünya şampiyonluğu yaşamasıyla öbürlerinden ayrılıyor. Kendisi daha ilkin Marsilya ve Juventus şeklinde mühim takımlarda da oynadı. Dolayısıyla doğru yerde bulunan doğru bir insan bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Bilhassa her iki yılda bir bazı oyuncuların değişmesine karşın Fransa Ulusal Ekibi’nın iyi sonuçlar almaya devam etmesi kendisinin, işinde ne kadar iyi bulunduğunu gösteriyor. Dolayısıyla, Didier Deschamps’ın ulusal ekip için muhteşem bir isim bulunduğunu söyleyebilirim.
Kylian Mbappe için ise şunu diyebilirim, Dünya’nın en çalışkan oyuncusu olmayabilir; fakat gol atılması gerektiğinde ekibi asla yüz üstü bırakmıyor. Ne vakit gol atmak istese naturel bir halde bunu gerçekleştirebiliyor ve performansı oldukça istikrarlı. Ek olarak oldukça süratli ve yakalaması imkânsız denebilir. İlerleyen yıllarda Dünya’nın en iyi oyuncusu unvanını alması olası bir oyuncu.
“BAŞARILARI KÜÇÜMSENEMEZ, TURNUVANIN EN İYİ TAKIMI ARJANTİN’Dİ”
Dünya Kupası’nı kazanan Arjantin’in performansını iyi mi değerlendiriyorsunuz? Bilhassa rekorlara imza atan Lionel Messi’nin performansı hakkında neler söylemek istersiniz?
Fransa ve Arjantin arasındaki en mühim fark Fransa’nın tek bir oyuncuya dayanmaması. Örneğin Mbappe oyunun son anına kadar ekip oyuncusu olmayı sürdürüyor. Sadece Arjantin, neredeyse yalnız Messi’ye dayanarak kurulmuş bir ekip. Bu durum tıpkı Maradona’nın Dünya Kupası’nı kazanılmış olduğu vakit şeklinde. O günden beri ekip neredeyse tek bir oyuncu üstüne kurulu durumda. Şu anda da Arjantin’de tüm ekip Messi’nin oyun tarzına uyum sağlayıp Messi için çalışıyor. Sadece Messi için takımdaki oyuncuları yetiştirdiği söylenebilir. Álvarez örneği bu doğrultuda söylenebilir. Gene de Arjantin’in başarısı kesinlikle küçümsenemez. Hırvatistan şeklinde kuvvetli bir ekibi yarı finalde 3-0 yendiler. Kesinlikle muhteşem bir başarı. Hırvatistan’a aman vermediler. Ek olarak Hırvatistan’ın Mbappe şeklinde oyunu değiştirecek bir oyuncusu da yok. Dünya Kupası’nın yarı finalinde herhangi bir ekibi 3-0 yenmek hakkaten muhteşem bir durum. Bence turnuvanın en iyi ekibi gene Arjantin’di.
“FRANSA GİBİ GÜÇLÜ EKİBİ 2-0 YENEBİLEN BİR TAKIM NASIL OLUR DA DÜNYA KUPASINA KATILAMAZ?”
A Ulusal Futbol Takımımız, bu yıl Katar’da düzenlenen 2022 Dünya Kupası’na katılamadı. Bir oldukça mücadelede ulusal takımımızla karşılaşmış bir teknik adam olarak bu durum sizde bir sürpriz yarattı mı? Ulusal Takımımızın potansiyeli hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye’nin Dünya Kupası’na katılamaması benim için sürprizdi. Bu sebeple Türk Ulusal Ekibi’nı izledim ve bu şekilde bir takımın iyi mi olur da turnuvaya katılamadığı mevzusu benim için hala şaşırtıcı. Türk Ulusal Ekibi kesinlikle Dünya Kupası’nda olmayı hak eden bir ekip. Takımda hakkaten iyi oyuncular var. Yeni teknik direktörle nereye gidileceği konusunu oldukça kestiremiyorum. Takımda iyi oyuncular var; fakat iyi oyuncular devamlı şampiyon bir ekip çıkaramayabiliyor. Ümit ederim Türkiye EURO 2024’e katılabilir. Takımda daha ilkin Fransa’da da oynayan başarı göstermiş ve beğendiğim oyuncular var. Türk oyuncularının mühim problemlerinden biri de Avrupa’daki büyük takımlarda ciddi başarılar elde eden oyuncular yok. İyi bir ulusal ekip çıkartabilmek için Avrupa’daki büyük takımlarda oynayan minimum 50 oyuncu olması gerekir ve açıkçası Türk Ulusal Ekibi’nın da şu anda en mühim problemi bence bu. EURO 2020 elemelerinde Türkiye ile oynadığımız maçı hatırlıyorum. Bence bu maçtaki tüm Türk oyuncular iyi oyunculardı. Aslına bakarsak birazcık da bu sebeple Türk Futbolunun anlamadığım bir yönü var. Bu sebeple Fransa şeklinde kuvvetli bir ekibi 2-0 yenebilen bir ekip iyi mi olur da Dünya Kupası’na katılamaz? Aslına bakarsak doğal olarak şu da mühim ki takımın bütünü, oyunculardan daha mühim. Maçı en iyi oyuncu değil en iyi ekip kazanır. Ümit ederim Türkiye EURO 2024’e katılır.
EURO 2024 elemelerinde Hırvatistan, Galler, Ermenistan ve Letonya ile karşılaşacağız. Elemelerindeki şansımızı değerlendirir misiniz?
Hırvatistan açık ara grubun en iyisi. Türkiye’nin öteki takımlara karşı kesinlikle puan kazanması gerekiyor. Türkiye, Hırvatistan’a karşı bir ihtimal kendi evinde yengi şansına bile haiz olabilir. Fakat bu şekilde sıkıntılı bir grupta hata yapma lüksü yok. Gene de Türkiye’nin turnuvaya katılma şansı bulunduğunu düşünüyorum.
“ZiDANE’A KIRGIN DEĞİLİM, 2006 DÜNYA KUPASI FİNALİNE ONUN SAYESİNDE ÇIKMIŞTIK”
2006 Dünya Kupası’nda zaferin kıyısından dönmüş, o dönem Zidane ve Materazzi arasındaki vaka maça damga vurmuştu. Dünya Kupası’nı kazanma yolunda son bir adımınız kalmışken, Zidane ve Materazzi arasındaki vaka olmasaydı değişik bir netice olur muydu?
Açıkçası bilemiyorum ve asla da bilemeyiz. Futbolda hiçbir vakit kati öngörüler olmaz. Kendi yaşam felsefem gereği değiştiremeyeceğim bir şey olunca asla keşke demem. Benzer bir mantıkla Türk Ulusal Ekibi daha çok gol atsaydı Dünya Kupasına katılabilirdi diye de düşünülebilir. Fakat bu şekilde düşüncelerin hiç kimseye faydası yok. Zidane ile Materazzi arasındaki hadise gerçekleşti ve bunun Dünya Kupasını gölgelemesini kesinlikle istemem. Söylediğim şeklinde vaka oldu ve bitti. Asla keşke dememeliyiz. Dolayısıyla şu anda bu düşüncelerin anlam ifade etmeyen bulunduğunu düşünüyorum. Olan oldu, geçmişi değiştiremeyiz ve kesinlikle de kendisine karşı herhangi bir kırgınlığım yok. Şunu da eklemem lazım ki finale kadar çıkabildiysek aslına bakarsanız bunu da Zidane’a borçluyuz. Eğer geçmişe dönük düşüncelerde bulunacaksak ilk olarak Zidane’ın hakkını vermeli ve finale onun yardımıyla çıktığımızı da söylemek gerek. Dolayısıyla benim için bu durum yalnız hayatımızın kapanık bir kısmı. Ek olarak Zidane, hakkaten efsaneleşmiş bir teknik direktör oldu.
“CRISTIANO RONALDO’NUN TERCİHİ KENDİSİNİ ÇOK GERİYE GÖTÜRECEKTİR”
Geçtiğimiz aylarda Manchester United ile problem yaşayan ve Suudi Arabistan’a aktarma olan Cristiano Ronaldo’nun tercihiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bence Cristiano Ronaldo’nun Avrupa liglerine dönme şansı bitti. Geçenlerde Newcastle-Arsenal müsabakasını izliyordum. Ronaldo’yu şu anda bu şekilde müsabakalarda hayal edemiyorum. Seneye 39 yaşlarında olacak. Bir yıl süresince oldukça değişik bir ligde oynayacak ve bu süreç kendisini oldukça geriye götürecektir. İngiltere, Almanya, İspanya şeklinde büyük liglerden uzak kalırsanız geriye gitmeniz aslına bakarsanız kaçınılmaz. Dolayısıyla Avrupa’ya dönmesinin imkânsız bulunduğunu düşünüyorum. Ronaldo’nun Portekiz Ulusal Takımındaki son müsabakasını izledim. Kendisi artık gözlerin üstünde olduğu o eski oyuncu değil. Evet, hala iyi bir oyuncu. Fakat eski muhteşem günlerinden oldukça uzak.