Pazaryerindeki park sorunu

Hiç ekâbir takılmam. Sürekli halkın içinde olurum. Çarşıyı pazarı dolaşır, pazarcı esnafıyla hasbihal ederim.
 
Çoğu kez eşimle pazara gideriz. Hiçbir zaman için “havas” tabakası olma arzum olmadı. Hep “avam” tabakasıyla haşir-neşir olmayı yeğledim. Onun için pazarlarda alış-veriş yaparken mutlaka görmüşsünüzdür beni.
 
Özellikle cumartesi ve perşembe günleri Doğu Kışla mevkiinde inşa edilen pazar yerine giderim. Pazaryeri yağmurdan ve çamurdan kurtarılmış. Bu güzel bir hizmettir elbet. Bu güzel hizmeti yapanlardan Allah razı olsun.
 
Hem pazar yerinin güneyinde ve hem de üstünde otopark düşünülmüş. Üstteki otopark daha çok pazarcı esnafına hizmet etsin için düşünülmüş. Güneydeki park alanı da, pazara gelen vatandaşların araçlarını park etme alanı olarak düşünülmüş, lakin yetersiz.
 
Gitmediyseniz, özellikle öğleden sonra yolunuzu düşürün. Aracınızı park edebilmek için sütçü beygiri gibi döner durursunuz.
Hasbelkader pazarını bitirmiş biri çıksa onun bıraktığı boşluğa aracınızı park ettiğinizde piyangodan para kazanmış gibi seviniyorsunuz. Bazen park yeri bulmak için yarım saat park alanını zorunlu tavaf ediyorsunuz. İnşallah olmaz da korkum park yeri bulmak için insanlar bir biriyle kavga edip nahoş olayların yaşanması.
 
Evet yine dönelim konumuza,
 
Bu yapı yapılırken tedebbüren mevcut park alanını yerin altına inerek eksi bir-iki kat yapılsaydı ve tamamlanınca da beşer-onar lira park bedeli alınarak bu güzelim hizmet taçlandırılsaydı daha iyi olmaz mıydı?
 
Maliyet düşünülmüş olabilir ama ona da bir formül bulunabilirdi. Yap-işlet devret modeli vs. denenebilirdi.
 
Esasen şimdi bile ivedilikle ihtiyaca binaen bu iş yapılabilir. Sair zamanlarda da ücreti mukabilinde park hizmeti verebilir. Ne de olsa şehrin göbeği sayılır.
 
Pazara gelen vatandaş 10-20 TL karşılığında gönül huzuru içerisinde aracını park eder, rahat bir şekilde alış-verişini yapar ve evine döner.
 
Pazara giden her vatandaş bu sıkıntıdan muzdarip. Behemehal çare bulunmalı ve bu sıkıntı giderilmelidir.
Hatta mümkünse pazar kurulumu belli aralıklarla haftanın üç gününe serpiştirilmeli ki belki böylelikle yoğunluk minimize edilebilsin.
 
Umarım bu uyarım dikkate alınır ve bir çare bulunabilir.
 
EMEKLİYE ZAM 
Aylardan beri ekranlarda emekliye zam haberleri dile getiriliyor, lakin bir türlü kuvveden fiile geçmemesi, ciddi rahatsızlık yaratıyor. Bence bu durum en çok da hükümeti zor durumda bırakıyor.
Eyleme dönüşmeyen bu söylemler emeklileri öfkelendiriyor. Hükûmete karşı muhalif tutum takınmayı tetikliyor ve bu fiili durum muhalif safta yığılmalara sebebiyet veriyor.
 
Ne yapılacaksa behemehal yapılmalı, tarihi netleştirmeli ve spekülasyonların önü kesilmelidir.
 
Yılbaşından önce verilmeyecekse, o da açıklanmalı.
Aksi takdirde sorun daha da girift hale gelir.
 
Tabi emekli zammı geçici bir rahatlık sağlar. Aslolan hayat pahalılığının önlenmesi, alım gücünün yükseltilmesi ve piyasaları enflasyonist baskıdan kurtarmaktır.
Aksi takdirde verilecek zam belli bir süre sonra yine eriyip anlamsızlaşır ve haklı olarak homurdanmalar yeniden başlar.
 
Onun için birinci öncelik, piyasaların istikrara kavuşmasına verilmelidir. Maaş zamları palyatif tedbirlerdir ve kısır döngüden başka bir şey değildir.