Ne farkın var ?
Türkiye Futbol Federasyonu
23 Nisan 1923’te kurulan,
Türkiye’de futbol faaliyetlerini yürütmek,
futbolun gelişmesini ve yurt sathına yayılmasını sağlamak,
bu konularda her türlü düzenlemeyi yapmak,
kararlar almak ve uygulamakla yetkili kurumdur.
Futbolun kurumsallaşması, dünya futboluyla entegre olabilmesi için
o yıllarda her alanda olduğu gibi erkenden atılmış önemli bir adım.
Kuruluşunun ilk yıllarında görev alan başkanlar “devlet adamı”
apoletiyle görev yaparken zamanla zeminlerinden kayarak,
başka başka yöne savruldular.
Futbolun evrensel ilkelerinden kopuldu.
Yöneticileri irade koyamaz hale getirildi.
Günümüzde de çarpıklık ne yazık ki halen devam ediyor
TFF başkanı önce masa başında atanıyor, sonra genel kurulda oylanıyor.
Formalite
Bu sistemden de kulüpler başarı bekliyor.
Davul sırtta, tokmak başka yerde.
Teşkilat özerk mi değil mi belli değil.
Hareket sınırları kalın çizgilerle çizilmiş.
Kendi kendini yönetme iradesinden yoksun.
Lakin futbolun en tepesine kurulup tatlı yaşama devam ediyorlar.
Kendilerini seçilmiş yönetici sanıyorlar.
Güdümlü bir başkan ve üyeleri ne kadar tarafsız olabilirse, o kadarla idare ediyorlar.
Bunca yaşanan olumsuzluklara rağmen şanslılar.
Çünkü spor camiası suskun, tepkisiz, herkes kabullenmiş.
Kral çıplak diyecek bir kulüp başkanı, yönetici çıkamıyor.
Gelen ağam, giden paşam.
İşte bu yüzden ülke dışında,
ne milli takım ne de kulüpler seviyesinde başarı hikayesi üretemiyoruz.
Sürdürülebilir bir sistemi ortaya koyamıyoruz.
2002 Dünya 3.lüğü ile avunup duruyoruz.
Avrupa’da doğup, oralarda oynayan, onların eğitim tezgahından geçen oyuncularla futbola
tutunmaya çalışıyoruz.
Ülke yabancı futbolcularla dolmuş kime keder?
Süper Lig’de sahaya çıkan 11 oyuncunun 8’i yabancı
ama tribünler doğma-büyüme o şehrin yerlisi olmakla övünür halde
1 Lig’de 11 oyuncunun 5i yabancı, ehhhh biz dahil herkesin keyfi yerinde.
Bu yanlışa “yanlış” haykırışı ne yazık ki yine bir yabancıdan geldi.
Türkiye Milli Takımının eski Teknik Direktörü Mircea Lucescu’nun Ukrayna’ya kaybettiğimiz
milli maçtan sonra söylediği;
“Süper Lig maçlarında izleyecek Türk futbolcu bulamıyorum”
sözlerini TFF üzerine alınmadı.
Bu sözler kimseleri utandırmadı.
Sonrasında da milli takım teknik direktörlük makamı gel-git deneme tahtasına döndü.
Avrupa’da yabancı kuralı sınırsız diyenler çıkacaktır.
Evet öyle ama örneklersek,
Almanya Bundesliga’sında takımlar kadrosunda 12 Alman
oyuncu bulundurmak ve bunların 8 inin kulüplerin altyapılarından yetişmiş olmaları zorunluluğu var.
Kuralın kalitesine bakın.
A takımları, kendi gençlerine kapılarını ardına kadar açık tutuyor
Bize uyuyor mu?
Elbette hayır.
Makamda yetkinlik farklı bir şey.
Böyle bir yapıdan futbolun gelişimini,
yurt sathına yayılmasını sağlamak beklenebilir mi?
Sıkıntının kaynağı sadece yabancı oyuncu mu, hoca seçimi mi?
Tribünlere bakışlarda çirkinleşti.
Seyircisiz müsabakalar tercih ediliyor artık.
Ceza ile olmazsa, adeta soygunca fiyatlarla önleri kesiliyor.
Penaltı noktasının kaleye mesafesi 2 cm.eksik olsa “kural dışı” diye kükreyen TFF
aşırı bilet fiyatlarına sınır koyamıyor.
1.Lig’de 30 TL ile 21.000 TL arasında bilet fiyatlarının olması rezalettir.
TFF’nin çürümüşlüğüdür.
Kulüp başkanlarının futbola ihanetidir.
Futbol müsabakalarına taraftarların katılımı esastır.
Stadyumlar futbolun kalbiyse, seyirciler futbolun şah damarıdır, damarlarda akan kanıdır.
Bir hafta boyunca Tuzlaspor başkanının almış olduğu spor ahlakına uymayan kararına
TFF’nin müdahalesini umduk.
Bekledik, yanıldık.
Öyle bir dertleri yokmuş.
Hadi onlar TFF, ne beklenir ki?
Ya bizim yönetimin yaptığı?
Tribün çoğunluğundan yoksun olunacak önemli bir müsabakada katılımı artırma adına
organizasyon beklerken,
biletlere zam yaparak gelecekleri de engellemek de nedir sayın Engin Koyun?
Mehmet Berzan’dan ne farkın kaldı?
Tuzlanın uygulamasını çözümün bir parçası olarak mı gördün?
Protokol Tribününde “Passolig Kartları” dahi olmadan arkanıza sıraladığınız misafir dostlarınız
bana yeter mi diyorsunuz?
Sayın başkan,
“Yine mi?” demeyeceğimiz bir hafta olmayacak mı?
Şahsınıza bir önerim olacak.
Size Kocaelispor başkanlığı değil de, TFF yönetim kurulu üyeliği çok daha yakışır.
Burada yaşanan uyum sorunu orada asla yaşanmayacaktır.
Tepkisiz, eleştirisiz, seyircisiz, hataların görünmediği güzel günleriniz olur.
Gelin o yönde çaba gösterin.
Böyle OLMAYACAK!