Dr. Çimen: ‘’Dünyada ölümle sonuçlanan hastalıkların yarısı psikiyatrik hastalıklardır’’
Ruh sağlığı; her bireyin kendi potansiyelini gerçekleştirebilmesine, gündelik yaşamın olağan gerilimleri ile baş edebilmesine, üretken ve verimli bir biçimde çalışabilmesine ve yaşadığı topluma katkı sağlayabilmesine olanak veren iyilik hali olarak tanımlanır.Özellikle ülkemiz toplumunda çokta dikkate alınmayan Ruh Sağlığının düşünüldüğü gibi sadece ülkemizde değil tüm dünya toplumlarında basitleştirilen bir rahatsızlık olduğunu vurgulayan Psikiyatri Hekimi Uzm. Dr. Derya Arslan Çimen, “10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü psikiyatrik hastalıklar ve ruh sağlığı konusunda toplumdaki bilgi ve farkındalığı artırmak, psikiyatrik hastalıkların ortaya çıkmasını önlemek, mevcut psikiyatrik hastalıkların tedavilerini geliştirmek, ruh sağlığı politikalarının toplumun ve kamuoyunun gündemine taşınmasını sağlamak, ruh sağlığı ile ilişkili konulara dikkat çekmek amacıyla 1992 yılından bu yana her yıl kutlanmaktadır.” ifadelerini kullandı.
CİDDİ BİR ARTIŞ VARDünyada işlev kaybı ve erken ölüme en sık yol açan 10 hastalıktan beşinin psikiyatrik hastalıklar olduğunu ve Türkiye’de nüfusun %18’inin yaşam boyu, en az bir ruhsal hastalık yaşadığının altını çizen Dr. Çimen, “Geçirdiğimiz son birkaç yılda doğal afetler, pandemi, iklim krizi, savaşlar, göç ve ekonomik sıkıntılar gibi küresel sorunların, toplumun ruh sağlığını ne kadar önemli ölçüde etkilediğine hep birlikte yakından tanıklık ettik. Bu krizlerden etkilenen bireyler erken dönemde, nitelikli ruh sağlığı hizmetine ve psikososyal destek sistemlerine ulaşmakta zorlanmış ve bunun sonucu olarak psikiyatrinin en önemli acillerinden biri olan “intihar” vakaları ve intihar düşüncesi olan insanların sayısında ciddi bir artış ortaya çıkmıştır.” dedi. Dr. Çimen ayrıca, “ruhsal sağlık sorunu olan her yaştan bireyin ulaşılabilir, kabul edilebilir, karşılanabilir ve kaliteli ruh sağlığı hizmetine erişimindeki sorunlar ile ruhsal sağlık sorunları yaşayan bireylere yönelik ayrımcılık, dışlama ve damgalama gibi sorunlar ruh sağlığı profesyonellerine erişimi ve psikososyal destek alınmasını zorlaştırdığını” vurguladı.
“SÜRECİN UZAMASI KİŞİLERİ DESTEK ALMAKTAN SOĞUTUYOR’’Halihazırda insanların psikiyatrik anlamda destek almayı kabullenmesinin zor olduğu ortamda buna ek olarak çeşitli sebepler ile tedavi süreçlerinin uzamasının toplumu bu konuda destek alma noktasında olumsuz etkilediğini de belirten Dr. Çimen, bu konuda gerekli adımların atılması adına yasal düzenlemelerin yapılmasını umduklarını sözlerine ekledi.Dr. Çimen ayrıca “Ruh Sağlığı Yasası” sadece ruh sağlığı çalışanlarını ve ruhsal hastalıkları olan kişileri değil, tüm toplumu yakından ilgilendiren önemli bir konu olarak gündeme alınmalıdır. Bilimsel, özgürlükçü, eşitlikçi, önleyici, koruyucu, insana yaraşır koşullarda ruh sağlığı hizmeti sunulmasını sağlayacak; hasta ve hizmet alan merkezli, hak temelli bir “Ruh Sağlığı Yasası’nın” ülkemize en kısa sürede kazandırılması gerekmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
‘’RUH SAĞLIĞI EVRENSEL BİR HAKTIR’’Açıklamalarının sonunda Ruh Sağlığının önemine vurgu yapan Dr. Çimen, sözlerini “Ruh sağlığı ve nitelikli, erişilebilir ruh sağlığı hizmetleri herkes için her koşulda ve her yerde bir insan hakkıdır. Dünya Ruh Sağlığı Günü 2023 temasında da bir kez daha vurgulandığı gibi “Ruh sağlığı evrensel bir insan hakkıdır” diyerek tamamladı.
Kaynak: BÜLTEN