CHP’de Sarı ve Hürriyet gerçekten barıştılar mı?

Fotoğraf güzel…
İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet daha önce eliyle masaya vurup “Gölge etmeyin başka ihsan istemez” dediği koltukta oturuyor.
CHP İl Başkanı Bülent Sarı da telefonlarına bakılmadığını unutmuş gibi.
Yüzler gülüyor.
Değerli bir çiçek alınmış. Orkideler verilen kıymeti gösteriyor!
Ekip yine kalabalık…
Tekrar edelim fotoğraf güzel ama gerçekten CHP’de barış sağlandı mı?
***
Hayır sağlanmadı.
Sağlanamaz.
Bir- Kurultay sonuçlanıp yeni dengeler oturmadan CHP’de hiç kimse duruşunu değiştirmez kavgalarını bitirmez. Yeni genel başkan seçilen isim kim olursa ona göre yeni duruş belirlenir.
İki- CHP’de yerel seçimler için adaylık kavgası olmaması mümkün mü?
Fatma Hanım, Kocaeli Büyükşehir hedefinden vazgeçmiş gibi görünse de İzmit meselesi var. Yani genel merkezin Kocaeli’ye dair takınacağı tutuma kadar tam barış sağlanmasını mümkün görmüyorum.
***
Peki, hiç mi görüşmesinler, benim kastım bu mu?
Hayır, elbette o da değil.
Aradan 24 gün geçmiş tamam ama zararın neresinden dönülse kardır.
Bu da bir adımdır.
Yeterli değil, hemen sonuç vermez ama adımdır.
Öyleyse son cümlemi söyleyeyim:
Barışmadılar ama barışma yolunda ilk adımı attılar. Barışmak zorunda olduklarını biliyorlar. Yoksa hep beraber içinde oldukları gemi batacak.
Durum bu…
 
…………………….
 
Guterres’in sözlerinin altına imzamı atarım
 
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, öyle açıklamalar yaptı ki bana “insanlığın vicdanı ölmemiş” dedirtti.
Çözümün şimdilik uzakta olsa bile olsa bir ihtimalin olduğunu gösterdi.
***
Her satırı gerçek bilgiyle donatılmış açıklamalardı. Guterres’in ne dediğine bir bakalım:
Bir- “Orta Doğu’da durum her saat” daha da kötüye gidiyor. Gazze’deki savaş giderek şiddetleniyor ve bölgeye yayılma riski artıyor.”
Çok doğru bir an önce ateşkes ilan edilmeli.
***
İki- “ Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’de gerçekleştirdiği saldırıları kınıyorum. Ancak Hamas saldırılarının durduk yere ortaya çıkmadığının da bilincinde olmalıyız. Filistin halkı 56 yıldır boğucu bir işgale maruz tutuluyor. Topraklarının adım adım yerleşim yerleri tarafından ele geçirilmesine ve şiddete şahit oluyor. Ekonomileri yıkılmış, insanlar yerlerinden edilmiş ve evleri yerle bir edilmiş durumda. Siyasi çözüme olan inançları yok olmaya başladı.”
Kritik şey bu… Hem diplomatik- siyasi çözüm yollarını kapatıp hem de insanların terörize olmasını eleştiremezsiniz. İnsanlara alternatif çözüm yollarını bırakmalısınız.
***
Üç- “Hamas’ın korkunç saldırıları da Filistin halkına yönelik toplu cezalandırmayı meşru kılamaz. Savaşların bile kuralları vardır. Gazze’de açık bir şekilde şahit olduğumuz uluslararası insani hukuk ihlallerinden derin endişe duyuyorum. Silahlı çatışmada hiçbir taraf uluslararası insani hukukun üstünde değildir. Durum çok alarm verici…”
Gerçekten de İsrail’in kural tanımayan ve çoğu çocuk, sivil ölümlerine yol açan yaklaşımı kabul edilemez.
***
Dört- “Her türlü Yahudi, Müslüman karşıtlığı ve nefret söylemine karşı durmalıyız.”
Altıma imzamı atarım.
Dünya bu perspektiften bakmalı.
***
Şöyle toparlayayım;
Önce Gazze’ye insani yardımın önü açılmalı aynı anda ateşkes ilan edilmeli. Garantörler devreye girmeli.  Ve BM çatısı altında 1967 sınırlarını baz alan iki devletli çözüm bulunmalı. Yoksa bu akan kan Gazze ile sınırlı kalmaz bölgeye yayılır.